Zıt Anlamlı Atasözleri Neler?

Dilimiz; sözcük, cümle hatta metinler arasında anlam bakımından birbirinin zıddı olan örneklerle doludur. Bunu deyim ya da atasözlerinde de görmek mümkün. İşte, bu sayfada sizlere zıt anlamlı atasözleri hakkında örnekler verdim:

Zıt Anlamlı Atasözleri

Anlamca birbirine karşıt olan, birbiriyle çelişen atasözleridir. Belli bir tecrübe sonucu oluşan bu atasözleri bildirdikleri anlam bakımından birbirine ters düşer.

Örnekler

Cana geleceğine mala gelsin. – Mal canın yongasıdır.

Öfke ile kalkan zararla oturur. – Öfke baldan tatlıdır.

Cins horoz yumurtada (iken) öter. – Ummadık taş baş yarar.

Merhametten maraz doğar. – İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir.

Erken kalkan yol alır. – Acele işe şeytan karışır.

Güvenme dostuna saman doldurur postuna. – Eski dost düşman olmaz.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. – Eğri otur doğru söyle.

Aklın yolu birdir. – Akıl akıldan üstündür.

Azıcık aşım kaygısız başım. – Fazla mal göz çıkarmaz.

Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al. – Beş parmağın beşi bir olmaz.

Taşıma su ile değirmen dönmez. – Damlaya damlaya göl olur.

Dost kara günde belli olur. – Düşenin dostu olmaz.

Gün ola harman ola. – Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

Zora dağlar dayanmaz. – Zorla güzellik olmaz.

Akılla ilgili şu iki atasözü, bildirdikleri anlam bakımından birbiriyle çelişmektedir.

Akıl yaşta değil, baştadır: Aklın yaşla alakası yoktur. Yaşça küçük olanlar bazen büyüklerden daha mantıklı olur.

Aklı başa yaş getirir: İnsan beli tecrübeye belli bir yaşa girdikten sonra ulaşır.

İlk atasözünde akıl üzerinde yaşın önemli olmadığı, ikincisinde önemli olduğu anlamı var.

Mal mülkle ilgili bildirdikleri yargı yönünden zıt anlamlı atasözleri

Fazla mal göz çıkarmaz: İnsan elindeki malı vermemeli hatta daha fazla malın olmasında sakınca yoktur.

Azıcık aşım kaygısız başım: Mal mülkten çok insanın rahatlığı önemli. Gereğinden fazla kazanılan şeyler insanın huzurunu bozar.

Farklı düşüncelere önem verilmesi ile ilgili şu atasözlerinde anlayış bakımından karşıtlık var.

Bin bilsen de bir bilene danış: Ne kadar çok bilsen de senden daha iyi bilen biri olur. Onların da fikrini almalısın.

Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış: Kişi, kendi düşüncesini veya kendi doğrularını başkalarına göre daha mantıklı ve doğru görür.

İlk örnekte başkalarının da görüşlerinin önemli olduğu anlamı var. Ancak ikincisinde kişinin kendi aklına önem verdiği anlamı çıkar.

Gezmek hakkında karşıt görüşler bildiren şu atasözleri anlamca zıttır.

Çok gezen çok bilir: Gezip gören, yeni yerler keşfeden kişinin tecrübesi de bilgisi de fazla olur.

Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: Çok gezen biri, gezdiği yerlerdeki kötü düşünce veya davranışları beraberinde getirir.

Dostlukla ilgili mesaj veren şu atasözlerine bakalım.

1 ve 2. atasözü, anlamsal açıdan birbirine yakınken 3. atasözü diğerleriyle çelişir.

1. Dost dostun eyerlenmiş atıdır: Bizim zor zamanlarımızda yanımıza gelen, özveriden kaçınmayan kişi gerçek dosttur.

2. Dost kara günde belli olur: Kötü gününde yanında olan, sana yardım eden kişi gerçek dostundur.

3. Düşenin dostu olmaz: Durumu iyi olan biri günün birinde çevresine muhtaç hale gelirse kimse ona yardım etmez.

Emanetle ilgili mesaj veren aşağıdaki atasözleri iki karşıt durumdan bahseder.

Emanet eşeğin yuları gevşek olur: Bir eşya ya da aracı emanet olarak alan kişi, o şeye sahibi kadar önem vermez.

Emanete hıyanet olmaz: Bir eşya ya da aracı emanet olarak alan kişi o şeyi dikkatle korumalı. Yani aldığı gibi teslim etmeli.

Önceden yapılan hesap ya da planlama hakkında karşıt görüşler bildiren atasözleri.

Evdeki hesap çarşıya uymaz: Bir çalışma ya da alışveriş için önceden yapılan hazırlık veya hesaplama daha sonra planlandığı gibi olmaz.

Evvel hesap, sonra kasap: Bir çalışma ya da alışveriş için önceden hazırlık veya hesaplama olmalı ki sıkıntı yaşanması.

Bir işe veya yere yeni gelen kişi hakkında söylenen şu atasözleri, verdikleri mesajda birbirinin karşıtıdır.

Gelen ağam, giden paşam: İşin başına geçen, sorumlu olan kimse fark etmez.

Gelen gideni aratır: Yeni gelen kişinin tutum ve davranışları, gideni arattığında kullanırız.

Beklemekle ilgili şu atasözleri bildirdikleri anlam bakımından birbirlerine karşıttır.

Sabreden derviş muradına ermiş: Bir işin bitmesi veya beklediği bir duruma kavuşmak için sabırlı olmak gerekir.

Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar: İyi ve güzel bir durum gecikince bekleyenlerin sabrı tükenir.

İyilik yapmayla ilgili verdiği mesajları birbirine zıt olan iki atasözü.

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir: Sen başkalarına iyilik et. Onlar görmezse yaradan elbet görür.

Merhametten maraz doğar: İyilik yaptığın birinden kötülük gelebilir, yapılan iyilik suistimal edilebilir.

Eve gelen misafir hakkındaki görüşle birbirine ters düşen atasözleri.

Gelene git denilmez: Bir yere gelen misafir gerektiği gibi ağırlanmalı, geri gönderilmemeli.

Misafir misafiri istemez, ev sahibi ikisini de: Genellikle misafirler, kendisine olan ilgi azalacak diye başka misafiri istemez. Ev sahibi de iş yükü olacak diye hiçbir misafiri istemez.


Yorum yapın